Tüm çocukların anlayabilme ve anlatabilme ihtiyacı vardır. Bunu sağlayabilmeleri için en kıymetli adım, oyuna alan açmak olacaktır. Oyun, dışsal hedefleri olmadan, sıradan bir yerden eğlenmeyi ve mutlu olmayı sunar çocuğa. Bu sebepten ‘’oynaya oynaya gelin çocuklar’’ şarkısının anlamı çok büyüktür. Bir bebek dünyaya gözlerini açtıktan kısa bir süre sonra oyuncaklarla tanışır ve dünyayı keşfetmeye başlaması oyuncaklarla oynayarak olur. Çok kısa sürede oyuncakların, çocukların gelişimlerinin en temel aracı, oyunun, en önemli işi olduğunu, oynayarak öğrenmenin ise öğrenmenin en doğal yolu olduğunu anlarız. Oyuncağı, çocuğun gelişim sürecinde zihinsel, bedensel ve psiko-sosyal gelişimine yardımcı olan, eğlenmesine yarayan, hayal gücünü ve yaratıcılığını geliştiren, doğal yeteneklerini ortaya çıkaran, oyun oynarken kullandığı malzemeler olarak tanımlayabiliriz. Ve çocuğun oyuncakla kurduğu ilişkisinden çocuk hakkında çokça bilgi ediniriz. Kaygıyı, korkuyu, duyguları oyunda çözdüğünü ve oyunda iyileştiklerini görürüz.
Oyun ve oyuncak, çocuğu kendi dünyasıyla tanıştırırken, iç dünyasını yansıtmasına yardım eder ve güvenli bir bağlamda yeni olasılıkları keşfetmesine alan açar. Keşfetme ve öğrenme oyuncaklarla gerçekleşirken çocuğun görme, işitme ve dokunma algısını da harekete geçirir. Gelişimsel olarak değerlendiğimizde;
Ses çıkaran, renkli çıngıraklar, toplar, kutular el-göz koordinasyonu, ritim duygusu ve denetleme hareketlerinin, sebep-sonuç ilişkisi becerilerinin gelişimine; Bebeklikte tahta ve bez kitaplar, yaş ilerledikçe karmaşık resimli kitapların okunması, kısa süreli hafızanın ve hayal gücünün gelişmesine; Bebekler, peluş ayıcıklar dil, iletişim becerileri ve kişilik gelişimine; Yapboz, eşleştirme ve bellek kartları görsel koordinasyon, görsel zeka, görsel hafıza, planlama, strateji kurma ve konsantrasyonun gelişmesine; Kum, su, kil, oyun hamuru, puzzle, tahta bloklar, legolar üretkenliğinin gelişmesine; Hayvanlar, gerçek ve hayal ürünü figürler, deniz figürleri, her türlü insan figürleri (asker, şövalye, peri vs…), evler, mutfak setleri, temizlik setleri, ağaçlar, doktor setleri, kuklalar, araçlar, taşıtlar ise her yaşta duygularını ifade etmesine, sorunları çözmesine yarayacak oyuncaklardır.
Peki… Çocukta seçme ve değerlendirme duygusunu geliştiren, algılarının gelişimine katkıda bulunan oyuncaklar nasıl olmalı? Çocuk için nasıl bir oyuncak seçilmeli?
Bu sorulara geçmeden önce, en iyi oyuncağın çocuğun tekrar tekrar, zevkle oynamak isteyeceği oyuncak olduğunu unutmamalıyız. Çünkü çocuk gerçek hayat deneyimini anlamlandırabilmek, başa çıkabilmek için etkisi altında kaldığı her şeyi tekrarlar, tekrarladıkça izleri yok eder, iyileşir ve gelişir.
Soruya dönecek olursak aslında cevabı çocuklarda gizlidir. Çünkü çocuklar, içinde bulunduğu yaş dönemine göre, edindiği bilgileri, becerileri geliştirici oyuncaklara yönelirler. Bu bilgiyi unutmayalım ve aileler için yol gösterici olması açısından nelere dikkat edebileceğimize bakalım. Çocuk için seçilecek oyuncak; onun yaşına, gelişim düzeyine, ilgisine, becerilerine ve ihtiyaçlarına uygun olmalıdır. Uygunluk belirlendikten sonra oyuncağın yapısına dikkat verilmeli, sağlamlığı, dayanıklılığı, kullanışlı olması sorgulanmalıdır. Güvenilir olduğundan, çocuğun sağlığını tehlikeye atmayacağından emin olduktan sonra çocukta merak uyandıran, yaratıcı ve aktif olmasına alan açan, hayal gücünü arttıran, planlama ve problem çözme becerisini geliştiren, küçük çocuklar için özellikle beş duyusunu harekete geçiren oyuncaklara yönelinmelidir. Basit ama eğlenceli, az ama işlevli oyuncaklar her zaman daha etkili olacaktır. Aynı ya da renk, boyut farklılıkları olan oyuncakların tekrar tekrar alınması çocuğun gelişimine hiçbir katkı sağlamayacaktır. Ek olarak, oyuncak seçilirken cinsiyet ayrımı yapılmadan seçim yapmaya özen gösterilmeli, çocukların her türlü oyuncakla tanışmasına, oynamasına fırsat verilmelidir.
Uzman Psikolog Burçe Çadırcıoğlu Nurveren
PSİKOEVİM PSİKOLOJİ MERKEZİ
https://www.psikoevim.com.tr/